Adım Semra. Kocam konfeksiyon işçisidir ve öğlen yemeklerini genellikle ben hazırlar, çırağı Murat gelip alırdı. Yine bir öğlen zamanı Murat geldi, kapıyı açtım ve “Pek vakitsız geldin, neyse gir bakalım Murat dedim, orada masada servis tabağı var, yemeğini koy da karnını doyur,” dedim. Murat beni bornozla görünce şu şekilde bir baştan aşağı süzdü. O mutfağa girdi, ben tam odama gidiyordum ki, “Abla, kepçe nerede?” diye bağırdı. “Alttaki geniş çekmecede,” dedim. “Bulamıyorum,” diye beni çağırdı. Bu arada ben de başımdaki havluyu çıkarmış, tam bornozumu çıkaracaktım ki, “Tamam, tamam, geliyorum,” dedim ve mutfağa gittim. “İşte şu çekmecede,” diye önüne eğildim. Tabii eğilince bornoz kalçamın alt yönüne kadar çekildi. İşte tam o sırada Murat, “Abla kusura bakma ama daha çok dayanamıyorum,” deyip ellerini born.ozum-un altına
Bir vakitler ufak bir kasabada, her bireyin çok sevdiği ve saygı duyduğu bir konfeksiyon ustası yaşardı. Adı Ahmet’ti. Ahmet, genç yaşlarından beri kumaşları ve iplikleri resmen sihirli elleriyle birer sanat eserine dönüştüren yetenekli bir terziydi. Babasından öğrendiği bu mesleği yıllardır büyük bir sevgi ve titizlikle sürdürüyordu.
Ahmet’in en büyük destekçisi ve ilham kaynağı ise eşi Zeynep’ti. Zeynep, her vakit Ahmet’in beraberinde olmuş, onun başarısı amacıyla elinden gelen her şeyi yapmıştı. Ahmet de Zeynep’e olan sevgisini ve minnettarlığını her fırsatta dile getirirdi. Onların bu kuvvetli bağı, işlerine de yansıyordu.
Bir gün Ahmet, kasabanın en varlıklı ailesinden bir çağrı aldı. Aile, büyük bir balo düzenleyecek ve Ahmet’ten özel bir elbise dikmesini istemişti. Ahmet, bu tür mühim bir vazife amacıyla hem çok heyecanlı hem de biraz gergindi. Zeynep ise ona her vakitte gibi emniyet verici bir gülümsemeyle destek oldu.
Ahmet, anında işe koyuldu. Kumaşları büyük bir özenle seçti, desenleri dikkatlice çizdi ve her bir dikişi titizlikle yaptı. Ancak, ne kadar uğraşsa da bir şeyler eksik gibi hissediyordu. İşte tam o sırada Zeynep’in bir önerisi oldu. “Neden elbiseye biraz da aşkımızın dokusunu katmıyorsun?” dedi gülümseyerek.
Ahmet, Zeynep’in bu önerisi üstüne düşünmeye başladı. Zeynep’in ona verilen sevgi ve destek, bu elbiseyi daha da özel kılacaktı. Ahmet, elbiseye ince işlenmiş kalp desenleri ekledi. Her bir kalp, Ahmet’in Zeynep’e olan sevgisini simgeliyordu.