İki sene evvelce eşim bir iftiraya uğradı. İşinden atıldı ve hapse girdi. Eşyamıza haciz geldi. Ev alıyorduk ödeyemeyince banka el koydu.
Hayatımın en zor vakitlerıydı. O günler gitsin inşaAllah bir daha geri gelmesin. Üç yaşından ufak iki çocukla biraz annemlerde biraz kaynanamlarda o kadar çok zor günler geçirdim ki fakat yaşam sürdüren bilir.
Altı ay sonra eşim hapisten çıktı. Ben sonuna kadar inanıyorum eşim suçsuz ama kimse inanmadı. Günlerce iş aradı ama maalesef bulamadı. Ev ev üzerine yaşam sürdürmek sanki bir azap.
Her şeyimiz göze battı. Kaynanamlarda bir vakit kaldık ama…
Her şeyimiz göze battı. Kaynanamlarda bir vakit kaldık ama bize etmediğini bırakmadı. Oysa ben evin tüm işini yapıyor ve harçlığımı çıkarmak amacıyla patik örüp internetten satıyordum.
İçtiğimiz çay, kahve hem de çocukların sütü bile mesele oldu. Büyük bir kavga sonucunda annemlere gittik. Bir vakit kalınca bu sefer babam başladı eşime:
_Kızıma torunlarıma bakıyorum bir de sana mı bakacağım diye. Eşim çıktı bende çocukları aldım peşinden gittim. Ucuz bir pansiyon bulduk orada kalıyoruz. Eşim ağlayarak:
_Ayrılalım dedi, sen ailenin yanına git ben ailemin yanına. Ben çocukların birini alayım sen birini al.
_Hayır dedim, gerek görülürse dileneceğiz ama ailemizi dağıtmayacağız. Eşimle birbirimize sarılıp ağladık, çocuklar da ağlamaya başladı bizi görünce, koro durumunda ne kadar ağladık bilmiyorum.
Bütün gece dua ettik eşimle, gözyaşı döktük. Rabbimden bize bir rızık kapısı açması amacıyla.
Ertesi gün televizyon açıktı TRT belgeselde bir uygulama çok ilgimizi çekti. Şehirde yaşam sürdürmektan usanan bir aile köye yerleşmiş. Sebze ekiyor, hayvan yetiştiriyor. Çok ilgimizi çekti. Pür ilgi izledik. Belgesel tamamlanınca eşimle göz göze geldik gülümseyerek
_ Senin de aklından aynı şey mi geçiyor? dedi.
_Evet dedim. Eşimin dedesinin…
_Evet dedim. Eşimin dedesinin köyde terkedilmiş evi vardı. Bakımsızlıktan neredeyse dağ olmuş bağ ve bahçenin amacıylade, köye uzak bakımsız, terkedilmiş toprak bir ev. Hoş köyde de kimse kalmamış esasen bir kaç yaşlıdan başka. Senede bir iki kere pikniğe giderdik o kadar.
Evi bahçeyi temizledik. Dedenin sepetli motoru biraz tamirden sonra çalıştı. Bahçeyi temizleyip milletin yol kenarlarına çuvalla attığı soğanları, çillenmiş patatesleri ucuza alıp bahçeye diktik. İlk vakitler evde elektrik bile yoktu. Mum yakıyor Ocak yakıp bir şeyler pişiriyorduk. Eşim eski asker olduğu, aylarca dağlarda kaldığı amacıyla yiyecek bir şeyler buluyordu. Avlanıyor, balık tutuyor, mantar topluyor. Elektrik, su, kira derdi yok. Köy yaşamı kent gibi değil gidip biraz ot topluyorsun sana yemek oluyor, kentte her şey para.
Daha evvelce çiftçilik yapmadığımız amacıyla bilmediklerimizi köyün yaşlılarına sorduk. İnternetten araştırdık. Epey deney edindik.
Tavuk alacak paramız olmadığı amacıyla civciv alıp büyüttük. İneğe koyuna gücümüz yetmediği amacıyla iki oğlak alıp büyüttük. Üşümesinler diye bebek gibi yanlarımızda yatırdık bahara kadar. İlk kışımız çok zor geçti.
Şimdi çoğaldılar. Tavuklarımız ve keçilerimiz var. Dolayısıyla yumurtamız sütümüz bundan sonra bedava. İnek paramız neredeyse birikti. En muhimi kimsenin minneti altında yaşamıyoruz. Ailemiz dağılmadı. Ailelerimizle de barıştık. Evi, bahçeyi hayvanları görünce çok şaşırdılar. Bizi çok takdir ettiler.
Her geride bıraktığımız gün yeni bir…Her geride bıraktığımız gün yeni bir kazanç kapısı buluyoruz. Örneğin evin önündeki ağaçlara bakıp dibini yapınca, sulayınca meyve vermeye başladı. Koca ağaç karadut vardı. Ben bunu meyve olarak satmak yerine reçel yapıp satmayı düşündüm. Küçük kavanozlara reçel yaptım. Sebzeleri turşu yaptım, domatesleri salça. Fikrim işe yaradı iyi para kazandık. Asma yaprağını salamur yaptım. Hem bozulmuyor hem sene vakitsince satma olanağı var.
O kadar mutluyuz ki. Hayatımız alt üst oldu derken nerden bilirdik altının üstünden güzel olabileceğini. Çözüm aramayıp ayrılsaydık ailemiz parçalanıp gidecekti. Belki birilerine misal olur diye yazmak istedim. Rızık Allah’tandır ve aramak lazım. Nerede bulunacağını bilemeyiz.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun…