Doğan Cüceloğlu bir seminerinde yere bir parça ekmek koydu ve “Bu ekmeğe basabilecek biri var mı?” diye sormuş salondakilere. Hiç ses çıkmamış tabii. “Şahneye geliyor bu ekmek parçasına basana 100 dolar gidiyor” diye devam etmiş. Salondan gene çıt yok… Fiyatı mağazası 5.000 dolara kadar getirmiş. Bu sırada salonda bulunanlardan biri, ─ Hocam. Devamını izlemek amacıyla gorsele doku56nun..
─ Hocam
istersen 500 bin dolar ver, gene bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma! demiş. Doğan Hocam da, “İşte değerler eğitimi budur” diye noktayı koymuş…
Para sunarak ekmek çiğnetebileceğiniz insan adedi yok denecek kadar azken, bedavaya yalan söyleyen, dedikodu yapan insanların bu kadar çok olması biraz tuhaf değil mi? Acaba yalan söyleme konusu ile ilgili bu kadar titiz olamaz mıydık? Veya rastgele bir toplulukta birisi gıybet etmeye başladığında herkes reaksiyon veremez miydi? Yere düşen ekmeği çiğnememek amacıyla duyduğumuz titiziyet, yerlerde sürünen birtakım değerlerimiz çiğnenirken neden kendini göstermiyor acaba?
Namacıyla…?