Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl geçti. Harekatın 50’nci yılı, KKTC’de törenlerle kutlanıyor. Devlet erkanı da adadaki, kutlamalara katılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu sabah saatlerinde adaya geldi.
Lefkoşa’daki Atatürk Anıtı’na çelenk sunan Erdoğan, Anıt Özel Defteri’ni imzaladı.
Erdoğan, “Kıbrıs Türk halkı, zaferle taçlandırdığı bağımsızlık mücadelesini Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle kararlı bir şekilde sürdürmekte, geleceğe umut ve güvenle bakmaktadır.” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli, bakanlar ve çok sayıda vekil daha sonra Lefkoşa Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Kutlama Töreni’ne geçti.
Erdoğan: “Çözüme hazırız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma gerçekleştirdi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Kıbrıs Barış Harekatı’nın mimarları olan Bülent Ecevit’i, Necmettin Erbakan’ı, Alparslan Türkeş ile devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle anıyorum. Kıbrıs Türklerinin özgürlük mücadelesinin önderlerine, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’a Allah’tan rahmet diliyorum. Kuzey Kıbrıs’ın hürriyeti için ‘Allah allah’ nidalarıyla omuz omuza çarpışan mehmetçikleri ve mücahitleri de burada bir kez daha yadediyorum. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımızı tebrik ediyorum.
Bugün yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiz. Anavatan Türkiye ve KKTC olarak sırt sırtayız. İktidar, muhalefet ayrımı olmadan bugün burada olmamız Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir.
Kuzey Kıbrıs bizim gözbebeğimizdir.
“Tarihi gerçekleri haykırmak için burdayız”
Bugün burada sadece kahramanca bir mücadeleyi anmak için değil, aynı zamanda tarihi gerçekleri bir kez daha haykırmak için de bulunuyoruz. Kıbrıs Barış Harekatı’nın neden yapıldığını daima akılda tutmak zorundayız. 1963, 1974 yılları Kıbrıs Türkleri için adanın yüzde 3’lük bir kısmına hapsedildikleri, zulümle dolu bir dönem demekti. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA’nın saldırılarına maruz kalıyordu. BM Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs Türk’ünün varlığına kasteden insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştı.
Tam 50 yıl önce bugün, kahraman mehmetçik, Kıbrıs Türkünün istiklaline vurulmak istenen hançeri sökmek üzere tarihi bir adım attı. 20 Temmuz 1974… Anavatan ve garantör ülke olarak tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla harekete geçtiğimiz tarihtir… İnsan olmak, vicdan sahibi olmak bize ne sorumluluk yüklüyorsa, Türkiye olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirdik.
“Rumların ateşe verdiği ekin tarlalarına, gül bahçesine girer gibi paraşütle indirme yapan mehmetçiğimiz, denizci leventlerimiz cesaretlerini bir kez daha tarihe kazımıştır. Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs Türkünü özgürlük ve refaha kavuşturmuştur. Kıbrıs Türklerinin yalnız bırakılmayacağını gösterdik.
Adanın güneyinde maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek hakimi olarak gören şımarık bir zihniyet var. Rum lider, EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor. Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimiz güneye geçtiğinde saldırıya uğruyor, güneydeki camiler kundaklanıyor. İşte geçenlerde maalesef, Yunanistan Savunma Bakanı yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Sayın Miçotakis’le bir araya geldik ve kendilerine, ‘Ayın 20’sinde biz Kuzey Kıbrıs’tayız, duydum ki sen de güneydesin, heralde bize sataşma yapmazsın…’ Böyle bir şey düşünmediğini söyledi.
“Federal çözüm mümkün değil”
Bölgede devam eden çatışmalar karşısında tüm adanın güvenliğini tehdit etme riski olan son derece sorumsuz adımlar atılıyor. Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Adadaki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs’ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz. Müzakerelere yıllar önce İsviçre’de bıraktığımız yerden devam edelim demenin kimseye faydası yoktur. Kıbrıs’ta kalıcı barışı sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız. Adanın garantör ülkelerinin liderlerinin her iki devleti de beraberce ziyaret edecekleri günleri göreceğimizi ümit ediyorum.”