Ana Sayfa
Foto Galeri
29.03.2025
Hayatimda yedi yil boyunca yanimda olan esim
-
- Hayatımda yedi yıl süresince yanımda olan eşim, bir gün aniden karşıma geçti ve boşanmak istediğini söyledi, o an, dünyam alt üst oldu. Çocuğumuz vardı ve hayatımızda hiçbir sorun yoktu. Ama o an, kalbimde öyle bir acı hissettim ki. “Başka biri var, aşığım,” dedi. İçimdeki acı, bir anda büyüyüp tüm bedenimi sardı. Gece gündüz düşünmekten, uyuyamaz oldum. Eşim, boşanma işlemleri suretiyle beni ikna etmeye çalışıyordu. En yakın dostum Zeynep, her şeyi biliyormuş gibi dinledi ama sadece “Bırak gitsin,” dedi. Bir şeyin yanlış gittiğini hissediyordum. Kimdi bu kadının peşinden koştuğu? Benden ve çocuklarımızdan vazgeçebilecek kadar nasıl birine aşık olabilirdi? Herhangi birisi degildi bu kadın hissediyordu.Ne olursa olsun bunu öğrenmeliydim. Kendime bir hafta süre tanıdım. Eşime, “Bir hafta daha bekle, sonra boşanma dilekçesini verelim,” dedim. Kabul etti, ama içimdeki karamsarlığı gizlemek zorundaydım. Eşimin dışarı çıkacağını söylediği akşam, içimde bir kıpırtı vardı. İçgüdülerim bana onun birisiyle buluşacağını fısıldıyordu. Kalbim hızla çarparken, taksi çağırdım ve onu takip etmeye karar verdim. Eşimin arabasına bindiğini gördüğümde, kanımın donduğunu hissettim. Eşim, şehrin en hareketli caddelerinden birine doğru yola çıktı. Her virajda, kalbimdeki endişe daha da büyüyordu. Bir apartmanın önünde durduğunda içimden bir ses, “Burada durma!” diye haykırıyordu. Hayır olamaz diye bağırdım, taksici sakin ol abla dedi, dur kardesim burada indir beni dedim taksiden indim. Eşimin girdiği evin önüne gittim Zile bastım. Kapı açıldığında, hayatım karardı
- Zeynep! En yakın arkadaşım, beni en savunmasız anımda arkamdan bıçaklamıştı. Eşim ve Zeynep, birbirlerine sevgi dolu gözlerle bakıyorlardı; sanki bu an, yıllardır bekledikleri bir anmış gibi görünüyordu. İçimde bir şeylerin kırıldığını hissettim. Zeynep’in gülümsemesi, tüm dostluğumuzun üstüne bir gölge gibi düştü. Kalbim hızla çarpıyor, nefes almakta zorlanıyordum. O an yaşadığım dehşeti tarif edemezdim. Kendimi taksinin arka koltuğunda buldum, gözlerimden yaşlar süzülüyordu. “Neden?” diye haykırmak istedim ama sesim boğazımda düğümlenmişti. İçimdeki öfke, kırgınlık ve çaresizlik, tüm bedenimi sarmıştı. Daha çok orada kalmak istemedim. “Beni evime götür,” dedim taksiciye. Evin kapısını açtığımda, sanki dünyam yıkılmış gibiydi. Bu acıyı kabul etmek zorundaydım; ama nasıl? Eşimle Zeynep’in yüzü, gözlerimdeki karanlıkta sürekli dans ediyordu. Bu ihanetin altından kalkmalıydım; hem kendim hem de çocuklarım suretiyle…