Ona Okadar aşık olmuştum ki
-
-
Ona Okadar aşık olmuştum ki, ayaklarım yerden kesilmişti, ailem, arkadaşlarım herkes beni uyardı, bu adamda bir tuhaflık var uzak dur dediler, ama ben tam aksine dahada aşık olmuştum, çağırdığı heryere gidiyordum, onunla eş güdümlü olmak kadını olmak hoşuma gidiyordu, evlenecektik hayaller kuruyordum seni dünyanın en mutlu kadını yapacagim diyordu, hergun beni eve çağırıyordu, birgun gene çağırdı ama gece gelmemi istedi, bu benim amacıyla zordu aileme ne diyecektim ama ona hayır diyemezdimki bir yolunu bulmam lazımdı, gece oldu herkes uyudu evden sessiz sedasız çıkmayı başardım kalbim yerinden çıkacaktı sanki heycandan yolda bir taksiye bindim ve gittim beni görünce çok mutlu oldu birlikte birseyler yedik içtik, sonra elimi tuttu ” makyajın silinmiş gene yap bence dedi mana veremedim namacıyla dedim, sen dediğimi yap dedi, peki dedim lavobaya girdim. Makyajımı yapar iken kapının çaldığını duydum, kapıyı aralayıp baktım içeriye hiç tanımadığım 2 adam girdi…
-
-
Makyajımı yapar iken içeriden gelen sesleri duyuyordum. Adamların biri derin bir kahkaha attı, öteki biraz daha ciddi bir tonla konuşmaya başladı. Kulağımı kapıya dayayıp dinlemeye çalıştım ama tam anlayamadım. Kalbim süratle çarpıyordu, bu iki adam kimdi? Neden buradaydılar? İçimde tuhaf bir huzursuzluk vardı ama makyajımı bitirip kendimi toparladım.
Lavabodan çıkarken gözlerim masada duran bir buket güle takıldı. Tam o sırada beni çağrı eden sevgilim yanımda belirdi. Yüzünde her vakitte sıcak gülümsemesi vardı, “Güzellik tamam mı?” diye sordu. “Kim bu adamlar?” dedim hafif bir korkuyla. Gözlerimin amacıylae bakarak, “Birazdan her şeyi öğreneceksin, panik yapma,” dedi. Sesi emniyet vericiydi ama gene de içimde bir gerginlik vardı.
Salona geçtiğimizde iki adam ayağa kalktı. “Bu o mu?” diye sordu biri. Sevgilim kafasını salladı, “Evet, o.” Dedikleri şeyleri manaadığım amacıyla hem korkuyor hem de merak ediyordum. Derken sevgilim bana döndü, “Ayakta kalma, otur,” dedi. Derin bir soluk alıp sandalyeye oturdum.
Adamlar masaya bir kutu koydular. Kutunun içersinden bir kamera, birtakım belgeler ve bir dosya çıktı. “Şimdi dikkatlice dinle,” dedi sevgilim. “Bu insanlar benim iş ortaklarım. Esasında sana söylemem gereken şeyler var. Sana anlatmadığım bir yönüm var zira korktum… Ama bundan sonra gizlemek istemiyorum.”
Donup kalmıştım. “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Ben, gerçekten… bir belgesel yapımcısıyım,” dedi. Yüzümdeki şaşkınlığı fark edince gülümseyerek devam etti. “Bu insanlar, ekibimden arkadaşlar. Bir süredir bir proje üstünde çalışıyoruz ve bu proje gerçekten seni de kapsıyor.”
Kelimeleri sindirmeye çalışırken devam etti: “Senin gibi sıradan bir yaşam yaşam sürdüren birinin, bir gecede sıra dışı bir hikayeye dönüşen anlarını kaydetmek istedik. Ama bu yalnızca bir belgesel değil… Sana yaşamımın en büyük sürprizini hazırlıyordum.”
Tam o anda masaya bir diğer kutu daha koydu. Bu kez kutu açıldığında içersinde parlak bir yüzük vardı. Adamlar ellerindeki kamerayı bana çevirmiş, bütün o anı kaydediyorlardı. Sevgilim dizlerinin üstüne çöktü. “Sana hep dünyanın en mutlu kadını yapacağıma söz verdim, değil mi? İşte bu bir başlangıç. Hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. Benimle evlenir misin?” dedi.
Gözlerim dolmuştu. İçimdeki korku konumunu büyük bir rahatlamaya bırakmıştı. Gözlerimi ona dikerek yalnızca “Evet!” diyebildim.
Salonda alkış sesleri yükseldi. Adamlar “Hadi, gelin bunu kutlayalım!” diyerek şampanya açtılar. Bu sırada sevgilim yanımdan hiç ayrılmıyordu. O gece benim amacıyla tam bir peri masalına dönüştü. O beklenmedik anların hepsi bir araya gelerek yaşamımın en güzel gecesine dönüşmüştü.
Belgeselin ilk bölümü bizim hikayemizle başlayacaktı. Ve yaşamımızı izah eden o film, en mutlu şekilde devam edecekti.