Değerli arkadaşlar, hepimizin bildiği üzere COVID-19 (KOVİD-19), uzun adıyla Koronavirüs hastalığı;   insanları etkileyen, şiddetli akut solunum yolu sendromuna neden olan bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Koronavirüs hastalığı, dünyada pandemi ( dünyada birden fazla ülkede veya kıtada, çok geniş bir alanda yayılım gösteren salgın hastalıklar) niteliğini taşıyan ve bir çok insanı etkileyen ölümcül bir hastalıktır.

İlk olarak 2019’un Aralık ayında Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde ortaya çıkan bu hastalık hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılmıştır. Ülkemizde ise 2020 yılının Mart ayının 11’inde ilk vaka tespit edilmiştir. Ülkemiz, gerekli önlemleri hızlı bir şekilde almış, sosyal izolasyon kurallarını en iyi şekilde uygulamış ve hastalığın çok hızlı yayılımını önlemiştir. Bu konuda başta Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere, Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin KOCA ve tüm sağlık çalışanlarımıza minnettarız.

Günümüze geldiğimiz de ülkemizde, Koronavirüse bağlı vaka ve ölüm sayısında hızlı bir düşüş yaşanmaktadır. Bu şekilde; sosyal izolasyona ve belirli kısıtlamalara toplum olarak uygun davranış gösterirsek, en kısa sürede Koronavirüsün üstesinden geleceğiz. İnşallah güzel günler bizi bekliyor ve önümüz bayram!
Bayram demişken, malumunuz üzere 24 Mayıs-26 Mayıs tarihlerinde Ramazan Bayramımızı da kutlayacağız. Ancak burada dikkat etmemiz gereken önemli hususlar mevcut. Yazımın başlangıcı olan ‘’İKİNCİ DALGA’’ nın amacı da bu zaten değerli arkadaşlar. Ülkemizdeki Koronavirüse bağlı vaka ve ölüm sayısındaki düşüşler bizi aldatıp rehavete kapılmamıza neden olmasın lütfen!

Haberlerde veya sosyal medyada sık sık duyduğumuz Koronavirüs haberlerine  bir göz gezdirdiğimizde: ‘’ Taziye çadırında 15 kişiye vürüs bulaştırdı!’’, ‘’İstanbul’dan Kars ilimizde nişana gelen aile, nişanda virüs bulaştırdı!’’ gibi birçok haberler ile karşılaşıyoruz. Bizler eğer sosyal izolasyonumuza ve yetkililerce konulmuş sosyal kısıtlamalara dikkat etmez isek; bizler için ikinci dalga kaçınılmaz olacaktır.

İkinci dalgaya maruz kalmış ülkelere 3 Mayıs tarihi ile baktığımız zaman, normalleşmeden önce ve normalleşmeden sonra diye vaka sayısını gözlemlediğimizde; Japonya’da normalleşmeden önce 678 vaka görülürken, normalleşme sonrası 15 bin vaka görülmüştür. Aynı şekilde Singapur’da normalleşmeden önce 266 vaka görülürken, normalleşme sonrası 18 bin vaka görülmüştür. Bu durum da bize, normalleşme sürecinin de belirli bir sistem içersinde kontrollü bir şekilde olması gerektiğini gösteriyor.

Ramazan Bayramımızı, bu sene sosyal izolasyon ilkelerine dikkat ederek, temassız bir şekilde teknolojinin bize sunmuş olduğu imkanlar dahilinde kutlamamız, bizleri İkinci Dalgadan koruyacaktır. Bu yüzdendir ki; bayram namazımızı, toplu bayramlaşmalarımızı ve aile ziyaretlerimizi bu bayram erteleyip evimizde, aile bireylerimizle geçirelim. Aksi durumda; bayram namazları, aile ziyaretleri ve toplu bayramlaşmalar bizi ikinci dalganın kucağına atacaktır. Allah korusun, 3 Mayıs itibari ile 126.045 olan vaka sayımız tavan yapabilir.

Unutmayalım, güzel günler bizi bekliyor.
Biraz daha sabır…

Selam ve dua ile saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Hasan ODABAŞOĞLU
Sosyolog